10 Eylül 2012 Pazartesi


Bugün bir yolculuğa çıkacağız dostlarım...
Hep bildiğimiz ama hep unuttuğumuz şeyleri hatırlayacağız....

Kapıların ardına bakacağız, 
kilitlenmekten yorulmuş çelik kapılarımızın ardından başka kapılara yol arayacağız...

Kalabalıktan yorulmuş yolların ardımızda bırakıp yeni yollar arayacağız....Bambaşka yollar, bize gülümseyen...

Bizi unutanlara inat biz onları hatırlacayacağız...ve karşılıksız sevmelerin ve vermelerin dünyasına dalacağız sizinle...





Bu yolları tekrar tekrar geçeçeğiz birlikte, yüreğimiz kan kırmızı... Bizim hayat deneyimimiz başkasının tecrübesi olmuyor işte...Acı ama gerçek bu...Yani herkes kendi tecrübesi ile öğrenecek bu yolları .... herkes bu yollardan geçecek... 





 ve biz biliriz ki özgürlüğünü yaşayabilenler ve koruyanlar, herkes ve herşey karşısında onu fethedenlerdir.  

                       Yeşillikler arasına saklanmış köyleri fethediyorum bende özgürlük adına...





ve çocukluk masallarımın içine dalıyorum.... masal evleri buluyorum .... peri masalına ait evleri...



peri masalından kalma çiçekleri devşiriyorum aradan ....




Peri masalından kalma kapıları aralıyorum ve peri masalından kalma yollara iniyorum özgürlüğü fethetme adına....



Belki Cennet meyveleridir diyerek uzanıyorum dallara, haklıyım öyleler...renkleri ve tadları ile oradan gelmeler anlıyorum...
Kudret Amca...Çocukları için yetiştirdiği süs kabaklarından hediye ediyor.
Cennetin ihtiyarları vardır. Karşılıksız verirler ve karşılıksız severler sizi ilk kez görmüş olsalar bile....




bildiğimiz bir yer değil burası...para geçmiyor buralarda...her şey sevgi ve güven üzerine kurulmuş...kapılar kilitsiz, sofralar ortada...




anlıyorum ki daha gideceğimiz çok yol var, döneceğimiz çok kıvrım, unuttuğumuz çok şey var tekrar hatırlamamız gereken...yollar döndükçe başım dönüyor...




başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..






çok sıkıcı ya hayatlarımız....şikayetçiyiz ya herşeyden sürekli ....



Azıcık eğiversek şu kadrajı...görmek istemediklerimizi de bir görsek...kimbilir neler değişir hayatımızda...



hayatımızdaki ve zihinlerimizdeki dört duvardan ibaret değil hayat, bir çıkabilsek o betonların arasından...Nefes alınacak ne yerler var aslında ... 


Kamil Abi "şöyle döndüreyim de öyle çek Zeliş'i diyor :))

 zeliş i elimizle beslesek her gün mesela, her öğlen çeşmeye indirsek...gülümsemeyi hatırlarız hayata..



ya da cumbadan uzanıp narları koparsak... vallahi mutlu oluruz eminim...





Yalnız sana gelen bir harita çiziyorum duvarların üzerine...dünya haritasından hallice.... o kadar uzaksın işte artık...





kapıları birer birer aralıyorum... biliyorum buralardasın... o küçük adımlarla ne kadar kaçılabilir ki uzağa ...


ışığı bulacağım bir gün bir kapının ardından biliyorum......




Belki bu gün burada değil ama biliyorum.... 



Dağ ile deniz arasına sıkışmış bir şey değil hayat...

Bir yol her zaman var gidebilene....


Hasan ve Ümmühan a nazik misafirperverlikleri için teşekkürler.
İsteyen uzaya bile gidebilir eminim, minik yusuf çok yıldız yakaladı o akşam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder